googletheshortstory
www.theshortstory.tr.gg  
 
  Eflatun -Devlet 18.04.2024 22:07 (UTC)
   
 

KİTABIN ÖZETİ :

M.Ö. 427–347 yılları arasında yaşamış olan Eflatun düşlediği en iyi devleti, Sokrates’le birlikte, bu kitapta anlatır. Eser, 10 kitabın bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

1 NCİ KİTAP

Sokrates, Aristo’nun oğlu Glaukon ve diğer düşünürlerle birlikte Polemaarkhos’un evinde buluşur. Burada yaşlılık üzerine konuşmaya başlarlar. Daha sonra para ne işe yarar, doğruluk nedir gibi konularını incelemeye başlarlar.

Thrasymakhos da doğruluk üstüne konuşmaya katılmasıyla tartışmanın boyutu “Doğruluk, güçlünün işine gelen midir?” sorusuna yönelir.

Sonuç olarak: Doğruluğun eğrilikten daha karlı olduğu fikrine varan Sokrates, “Doğruluk güçlünün işine gelendir” fikrinden vazgeçer. Doğrunun ne olduğunun bilinmesi gerektiğini, yoksa iyilik olup olmadığının anlaşılamayacağı fikrine ulaşır.

2 NCİ KİTAP

Doğruluk konusunda bu bölümde tartışmaya devam edilir. Bu bölümde Glaukon da tartışmaya katılır. Glaukon, eğriliğin doğruluktan üstün olduğunu savunanların kazanımlarını anlatır.

Sokrates doğruluğun ne olduğunu tanımlar: Doğruluk: “Hem kendisi, hem de verdiği sonuçlar iyi olan şey, mutlu olmak isteyenin aradığı şeydir.” Doğruluğun bu tanımını içeren yanıtından sonra: “İnsan kendi isteği ile doğru olur mu? Doğruluk zahmet karşılığı elde edilen bir şeydir. Bu nedenle ondan kaçınmak gerekir. Ama, fayda ve ün sağladığı için ona heves edilir.” mütalaaları üzerinden tartışma, “doğru adam mı, eğri adam mı mutludur?” konusuna yönelir. Glaukon, kral-çoban örneği ile eğriliğin kazanımlarını anlatır. Adeimatos konuşmaya katılır ve o güne kadar iyilikle doğruluk üzerine söylenenleri anlatır. Bu söylenenlerin gençler üzerindeki etkisinden bahseder.

Artık Sokrates, doğruluğu savunmakta zorlanır. Bunun üzerine doğruluğun ne olduğunu, neye yaradığını araştırmaya başlar. Toplum kişiden daha büyük olduğu için daha büyük alanda doğruluk, daha büyük ölçüde vardır görüşünden hareketle toplum bakımından doğruluk konusuna yönelir.

(Yeni doğmuş toplum) düzenli bir toplumda iş bölümünün önemi anlatılır. İş bölümü ile düzene girmiş bir toplumda az ile yetinen insanlar olduğu için toplumun barış ve sağlık içinde yaşayacağı söylenmektedir. Daha sonra da bolluğa kavuşmuş, yani refaha ulaşmış bir toplum ele alınır. Bolluğa kavuşmuş bir toplumda insan isteklerinin sürekli artacağından söz edilerek, sürekli artan istek ve ihtiyaçlar sonunda elimizdekiyle yetinmeyeceğimizi, böyle olunca komşumuzunkini ele geçirmeye çalışacağımızı ve bu nedenle de savaşın ortaya çıkacağını anlatılır. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da korucuların ortaya çıkışı verilir. Buradan, korucuların önemli olduğu ve iyi yetiştirilmeleri gerektiği tezine ulaşılır. Korucu yetiştirmenin temelinde müzik eğitiminin ve söz sanatlarının önemi vurgulanır. Masal da bir söz sanatı olduğu için, çocuk yetiştirirken çocukların genç ve körpe beyinlerine kötü bilgileri sokmamak için bazı masalların yasak edilmesi gerektiği savunulur. Hangi masallar güzeldir o halde? Güzel masal korucuya iyi yol gösteren masaldır. Buradan iki kanuna ulaşılır: “Tanrıdan yalnız mutluluk gelir” ve “Tanrılar aldatmaz”.

3 NCÜ KİTAP

Korucuların yiğit olması istendiğine göre onlara güzel sözlerin (masalların) yanında ölümden korkmamaları için ölümden nasıl söz edileceği sorusu sorulur. Yiğit kimselere ölümden söz ederken, ahlamalar, inlemeler, ağlayıp sızlamalar aktarılmamalıdır sonucuna ulaşılır. Korucuların, savaşçıların gülmeye de düşkün olmaması vurgulanır.

Diğer bir tartışma konusu da yalanı kimin ne zaman söyleyebileceğidir. Gerçekten ayrılabilme yetkisi yalnız devleti yönetenlerde olmalıdır. Devletin yararına düşmanlara yalan söylenebilir. Bunun dışında kimsenin bu yola başvurmaması görüşü savunulur.

Devlette gençlerin akıllı ve uslu olması gerekir. Peki akıllı uslu olmak nedir? Bu konuda söylenmiş güzel sözler örnek tutulmalıdır.

İyi devlette korucuların paraya düşkün olmamaları gerektiği savunulur ve bir şeyi doğrudan anlatmanın korucular üzerindeki yararları anlatılır.

Kısaca bu bölümde;

a. İyi korucuların yetişmesi için müziğin, beden eğitiminin ve iyi beslenmenin nasıl verilmesi gerektiği anlatılır.

b. Koruculardan sonra hekim ve yargıçların nasıl olması gerektiği, kimlere iyi hekim, kimlere iyi yargıç denileceği üzerinde durulur.

c. Hekim ve yargıçlardan sonra önderlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiği anlatılır. Yönetenlere ve yönetilenlere söylenecek masalların özellikleri anlatılır.

Sonuç olarak, değerlerine göre devlette insanlar üç sınıfa ayrılırlar:

a. Altınla eşdeş yöneticiler,

b. Gümüşle eşdeş çiftçiler ve öbür işçiler,

c. Herhangi birinin altına dönüşmesi sonucu altınla eşdeş bekçiler (korucular).

Daha sonra korucuların yerleşmeleri ve yaşamları anlatılır.

4 NCÜ KİTAP

Burada filozoflar, ideallerindeki mutluluk anlayışını anlatırlar. Bu devlette üç sınıftan herkes kendi işini yapacaktır. Böylece her sınıf mutlu olacaktır.

Daha sonra zenginlik ve yoksulluk üzerinde durulur. Bu konuda Sokrates zenginlik ve yoksulluğun bir yandan sanatı, diğer yandan sanatçıyı kötüleştireceği görüşündedir. Bu nedenle bu iki kavramın devlete sokulmamasını savunur. Buna karşıt olarak “Para olmazsa nasıl savaşılır?” sorusu yöneltilir. Burada Sokrates vücutça iyi gelişmiş korucuların savaşta galip geleceği görüşündedir.

Diğer bir konu devletin bütünlüğü ve sınırlandırılmasıdır. Buradan her şeyin eğitim ve öğretime bağlı olduğu fikrine varılır. Kanun koyucunun yapacağı işler sıralanır. Devlette bulunması gereken dört değer vardır :

a. Bilgelik

b. Yiğitlik

c. Ölçü

ç. Doğruluk

Devletten sonra bireyde bu değerlerin nasıl bulunması gerektiği anlatılır.

Buradan “Doğru olmak mı, eğri olmak mı yararlıdır?” sorusunun yanıtına ulaşılır:

“İyilik içimizin sağlığı, güzelliği, düzeni; kötülük ise, hastalığı, çirkinliği ve çürüklüğüdür” sonucuna varılır ve bu sonuçtan sonra kötülükler sıralanır.

5 NCİ KİTAP

Devlette kadının yeri burada tartışılır. Sokrates kadınların da erkekler gibi müzikle ve jimnastikle eğitilmesi görüşündedir.

Diğer bir sorun ise kadının erkeğin gördüğü her işi görebilip göremeyeceğidir. Cevap evettir, çünkü yatkınlığına göre erkekler nasıl her işi yapıyorsa kadınlar da yatkınlığına göre her işi yapabilir.

Kadın da erkek gibi devlet bekçiliğine elverişlidir ve erkek gibi eğitim görecektir. Bunun zorluklarından da bahsedilir. Bekçilerin kadınları ve çocukları ortak olacaktır. En önemli zorluk budur. Buradan evlenmelerin nasıl olması gerektiği konusuna geçilir.

Her iki cinsin en iyilerinin en fazla, en kötülerinin de en az çiftleşmeleri gerektiği sonucuna ulaşılır. Bu iş düğünlerle yapılmalıdır. Çocukların yetiştirilmesi, çocuk yapmak için ideal yaş, kadın–erkek birleşmeleri, yakınlık derecesini ayırt edilme yöntemi, çocukların savaşa katılması, iyi bir savaş düzeni, düşman mallarına ve düşmana nasıl davranılması gibi konular üzerinde de durulur.

Bu konulardan sonra : “Bu ilkelerle yönetilen bir devlet gerçekleşebilir mi?” sorusu yönlendirilir.

Tasarlanana en yakın devleti kurabilme yolu bulunursa devletin kurulmuş olacağı görüşüne varılır. Sokrates bu devletin sıkıntısız olması için filozofların da devlet yönetiminde olmalarını ister. Buna alternatif olarak kralların filozof olup devlet gücü ile akıl gücünü birleştirmelerini teklif eder ve filozofların özelliklerini sıralar.

6 NCI KİTAP

Yine filozofların başa geçmesi istenir, çünkü filozoflar gerçeği bilen kimselerdir. Sokrates filozofların tabiatından bahseder. Adeimantos, filozofların kaçık olduğunu ima eder ve Sokrates’e karşı çıkar.

Gemi ve devlet benzetmesi ile filozofların devlette niçin hor görüldüklerini ve filozofların niçin bozulduklarını anlatır. Filozofların bozulmasını hangi devlet düzeni engelleyebilir? Bu açıklanır.

Tekrar bekçilerin yaratılışı ve eğitimi üzerinde durulur. İyi düşüncesine ulaşılır ve iyi olanlar güneşe benzetilir.

7 NCİ KİTAP

Mağara benzetmesi ile iyilik ve bilgi açıklanır. Eğitimin amacı da insanları iyi fikrine çekmektir. Bu nedenle filozofların devlet işlerine bakması gerekecektir. Bu yüzden de filozof devlet adamı yetiştirilmesi gerekmektedir. Peki bu nasıl yapılacaktır? Yöntemler sıralanır. Filozof devlet adamı, sayı bilgisi, geometri bilgisi, astronomi, katılar geometrisi, armoni, diyalektikaya hazırlık ve bilginin bölümleri gibi dersleri okumalıdır.

Bu bilgileri ise anlayışı güçlü, yani öğrenme kolaylığı olan kimselere, en dayanıklı ve yiğit kimselere vermek gerektiği görüşünde birleşilir. Ardından çocuk eğitimi ve eğitimin basamakları üzerinde durulur. Diyalektika yapacak gençlerin iyi seçilmesi gerektiği görüşü savunulur. Yetiştirilen filozofların ne zaman devletin başına geçecekleri tespit edilir.

Bölümde ayrıca insanları mutluluğa ulaştıracak devlet tanımlanır. İnsanları mutluluğa ulaştıracak devlette bir veya birkaç filozof başta olmalıdır.

8 NCİ KİTAP

Bu süreye kadar anlatılan devleti idealinin en iyi devlet olduğunun altı çizilir. Daha sonra, dört bozuk devlet düzeni ve bu dört düzene uygun dört ayrı insan tipi tanıtılır.

Timokrasi ve timorşi kavramları üzerinde durulur. Tanrı ve insan doğumlarında sayıların düzeni ve öneminin altı çizilir.

İlk bozulma, timokrasi insanı, oligarşi, oligarşi insanı, demokrasi, demokrasi insanı, zorunlu ve zorunsuz istekler ve zorbalık gibi birçok değişik kavram da bu bölümde tanımlanır.

9 NCU KİTAP

Burada isteklerin özü ve çeşitleri sıralanır. Ruhun zorbalığa gidişi açıklanır. Zorbalık ve eros üzerinde durulur. Zorbalık ruhların düşeceği küçük ve büyük kötülükler olarak tanımlanır. Mutluluk üzerine dönüş yapılır. “Zorba mutlu mudur, mutsuz mudur?” sorusu yanıtlanır. Varılan sonuç zorbanın da mutlu olmadığıdır, çünkü zorbanın ruhu da dilediğini yapamaz ve tutkunun sürdüğü yere gider. Tasalar, üzüntüler içinden eksik olmaz. Sonra zengin ile zorba arasında benzerlik kurulur. Zengin ile zorba arasında benzerlik kurulur.

Üç çeşit insan vardır Sokratese göre:

a. Bilgi sever

b. Ün sever

c. Para sever,

Bu üç zevkin en hoşu birincisidir. Filozof da en çok birinciyi sever.

Daha sonra doğruluk ve eğriliğin sonuçlarını verilir. Eğriliği övmeyi çok başlı canavar ve aslana benzeten bir açıklama yapılır.

10 NCU KİTAP

Bu kitapta üzerinde durulan çeşitli konular arasında: şiir ve benzetme, üç türlü sedir, boşuna yapılan benzetme, ressam, şair, üç türlü sanat, benzetme ve ruh, benzetmeci şair, tragedya ve komedyanın kötü sonuçları, ruhun ölmezliği, ruhun özü, cehenneme iniş, er efsanesi, kainatın yapılışı, ruhların yeni hayatlarını seçmeleri ve insanın kendini nasıl kurtarabileceği sayılabilir.

 
  www.theshortstory.tr.gg
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Dikkat!Sayacımız 01/06/2009 Tarihinde Konulmuştur ve Şuana Kadar Günlük En Fazla 38 Online Kişi Olmuştur..'

<>

  28*05*2009


Sitemizi ve Forumumuzu Nasıl Buldunuz?*
Çok Güzel..' 91,87%
Güzel Bir Site..' 2,44%
İdare Eder..' 0,81%
Daha Fazla Bilgi Gerekli..' 3,25%
Daha Güzel Olabilir..' 1,63%
123 toplam oy:


 
Giriş Sayfası Yap Sık kullanılanlara ekle
 

Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

 

Bugün 44810 ziyaretçi burdaydı!

<>
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol